İnternet aramalarının yarısından fazlası 2021 yılında sesli olacak. Bu makale, her işletmenin neden bir sonraki SEO devrimi olacak sesli aramaya hazır olması gerektiğini açıklıyor ve bu alan sizin için tamamen yeniyse, neden Google Analytics ile sorumluluğunu üstlenmeye başlamıyorsunuz ?
Sesli arama, işim için yararlı mı?
Geçmişte, sesli arama daha çok işe yaramaz, kullanılmayan bir araçtı. Siri'nin iPhone 4S'deki ilk çıkışını ve basit soruları cevaplamadaki komik yetersizliğini hatırlıyor musunuz? Bugün sesli arama artık yeni bir araç değil, büyük bir sorun. Araştırmalara göre, her ay sesli asistanlara bir milyardan fazla soru soruluyor ve bu sayı giderek artıyor.
Sesli arama bu zamana kadar gündeminizde değildi ama artık gündemimizde olmalıdır. Önümüzdeki 5 yıl içinde, insanların bilgiye erişme şeklinde 180 ° 'lik bir dönüş olacak, esas olarak görsel (web sitesi ve SSS); giderek daha fazla sese odaklanacak. Bu, araştırma stratejisinin de gelişeceği anlamına geliyor.
Sesli arama, bilinmeyen tuzaklarla dolu ancak fırsatlarla da dolu, SEO'nun Vahşi Batısı olmaya devam ediyor. Bu konuda pek çok soru ve dolayısıyla ona eşlik eden cevaplar var. İşte sizin sesli aramanın geleceği hakkında kendinize sormanız gereken en büyük dört sorunun yanıtları.
1. Neden sesli aramayla ilgilenmeliyim?
Her şey sayılarla ilgili. Sesli arama zaten olgunlaşmış durumda ve büyümeye devam ediyor. Size ilk olarak, birkaç rakam verelim: Amerika Birleşik Devletleri'ndeki yetişkinlerin% 40'ından fazlasının her gün sesli arama yaptığı tahmin ediliyor . Birçok araştırma, 2021'de tüm aramaların% 50'den fazlasının sesli olacağını tahmin ediyor.
“En verimli görsel ve metin tabanlı arama motorunun yaratıcısı olan Google, yakın gelecekte tüm mobil aramaların % 20'sinin sesle yapılacağını kabul ediyor.”
Sesli arama da; Alexa, Cortana, Siri ve Google Assistant neredeyse her şeyi yapabilir veya her konuda cevap verebilir durumda. Günümüzde işletmeler sesli asistan işlevlerinin basitliğini kullanarak, birçok fayda elde edilebilir ve bu alana verilen emeğe değer.
Sesli aramanın en büyük fırsatlarından biri, sınırlarından yararlanmak ve bunu ekranın diğer tarafındaki insanlarla odaklanmış ve net bir konuşma yapmak için kullanmaktır . Bugün, Google'da sörf yapmak, bir bilgi okyanusunda yüzmek anlamına geliyor. SEO ön planda olsa bile, ne aradıklarını belirlemek hala tüketiciye kalmıştır. Sesli aramadaki vaat ve tuzak, kullanıcıya sunulan bilgi miktarını büyük ölçüde sınırlamasıdır. Birisi basit, gerçek bilgiler arıyorsa, oraya ulaşmanın en etkili yolu seslidir.
İyi haber şu ki, Google, Amazon, Apple ve Microsoft sesli asistanlarının arkasındaki teknoloji, nihayet şirketlerin performans hedeflerine yetişiyor. Sesli arama sonuçları giderek daha güvenilir ve alakalı hale geliyor. % 84 doğruluk oranıyla Google, açık ara en doğru sesli arama deneyimini sağlıyor , ancak diğer platformlar hala gelişmektedir. Bu durum sesli aramaya güvenle yatırım yapabileceğiniz, sonuçların ikna edici olacağı ve bir teknoloji aygıtı gibi olmayacağı anlamına gelir.
2. Sesli arama davranışının metin arama davranışından farkı nedir?
Yazmaktan konuşmaya geçerken davranışlar da değişir. Yazarak ortalama arama 2 ila 3 kelimedir; sesli arama ise 5 veya 7 kelimeye ulaşır. Sesli asistanlar aracılığıyla iletişim kuranlar insandır. Sorularında kişisel bilgiler, verirler ve doğal bir dil kullanırlar. Önemsiz bir fark olabilir, ancak bu fazladan kelimeler kişinin bir soru sorarken niyetleri hakkında daha zengin bir bağlam sağlayabilir. Ayrıca sesli arama coğrafi konumu kullanır.
Daha da önemlisi, sesli aramayı kullanan kişilerin konuma dayalı bir yanıt arama olasılığı daha yüksektir. Buna göre sesli aramalarda 3 kez metin aramaları gibi coğrafi etiket olması daha olasıdır, bir akıllı telefon tarafından çok sayıda sesli aramanın yapıldığını düşündüğünüzde bu mantıklı geliyor. Bu durum belirli saatler aracılığıyla yakınlığa ve konuma dayalı ürünler sunan ve bir talepte bulunmak istediğinde kullanıcıya mükemmel erişilebilirlikten yararlanan markalar için ilginç bir fırsat yaratıyor. Bu durumda sesli arama işletmeler için, markalarını insanların ürünle gerçek hayatta etkileşime girebilecekleri inanılmaz bir perakende deneyimine bağlamak için önemli bir kanal olacak.
Sonunda sesli arama telefonlarımızdan ve elektronik cihazlarımızdan çıkacak ve dünyamıza daha fiziksel olarak girecektir. Yakın gelecekte, sesli arama sosyal yapının ayrılmaz bir parçası olacak ve süpermarkette kolay araç park etme gibi gerçekten her şeye görünmez bir etkileşim ölçeği sağlayacaktır. Sonuç olarak, sesli arama davranışı (insanların düşüncelerini ve sorularını ifade etmek için kelimeleri kullanma şekli) sürekli olarak teknolojiler gibi gelişecektir.
3. Sesli asistanlar cevabını nereden alıyor?
Tek kelimeyle: mikro veri. Bu kelimenin sizi korkutmasına izin vermeyin, SEO stratejinizin zaten sahip olduğu bir şey. Basitçe ifade etmek gerekirse, mikro veriler, web sitenizde bulunan ve arama motorlarının okuyucuya en uygun bilgileri sunmasına olanak tanıyan bir kodu ifade eder. Google gibi bir arama motoru, isteklere yanıt olarak bağlantıların bir listesini veya bir parçacığı getirmek için mikro verileri kullanır. Bu anlamda sesli aramalar daha özlüdür. Mikro verilerde kullanılan en büyük kılavuz Schema.org dur.
Nasıl cevap vereceğinizi bilmek için, kendinize doğru soruları nasıl soracağınızı bilin!
Sesli aramaya verilen yanıtlar ortalama olarak 26 ila 35 kelime arasındadır, bu da alınan içeriğin de kısa olması gerektiği anlamına gelir. Şu anda, sesli asistanlar 600 kelimelik bir blog yazısını okuyamıyor ve en önemli fikirleri basit, yeniden ifade edilmiş bir yanıtla aktaramıyor. Bu durum marka içeriği stratejisi için ne anlama geliyor? Daha basit düşmek. Markanızın karşılaşabileceği olası soruları belirlemeniz, ardından bunları SSS ve modül şeklinde animasyonlu bir şekilde sitenize entegre etmeniz gerekiyor. Sağlık özellikleri, nereden satın alınacağı ve kullanıcı kılavuzları gibi şeyler, başlamak için kolay sorulardır.
Kısa yollar yapmak mantığa aykırı olabilir, ancak kullanıcıların gelecekte bilgilere nasıl erişebileceğini düşünün. Giderek daha fazla kişi şu soruları yanıtlamak için sesli aramayı kullanıyor: kim, ne ve nasıl? Çok azı siteye erişiyor. İçeriğinizi mikro verilerle etiketleyerek agresif bir strateji oluşturmak esastır. Bu veriler, kaliteli parçacıkları tetiklemeye yardımcı olur ve bu asistanlara zengin ve canlı bir yanıt verme fırsatı sunar.
4. İçeriği optimize etmek mümkün mü?
Cevap evet, ama daha karmaşık. Geleneksel SEO stratejisinin birçok yönü sesli arama için de geçerlidir. Her iyi araştırma stratejisi anahtar kelime araştırmasıyla başlar. Kullanıcılar soruyu sözlü olarak sorarlarsa, sorgularına daha fazla kelime ekleme eğilimindedirler, uzun anahtar kelimelerle arama alanınızı daha da ileri götürürler ve soru temelli anahtar kelimelere odaklanırlar.
Kullanıcıların nasıl arama yaptıklarını ve bunu ne şekilde yaptıklarını bilmek, iyi bir stratejinin ilk adımıdır. ancak sesli arama da, arama amacını anlamakla ilgilidir. Çoğu, bir kişinin bir ürün veya marka hakkında sorabileceği soruları tanımlamaya çalışır. Verilen herhangi bir ürün hakkında cevaplanmaya değer binlerce soru var, ancak işin püf noktası, kullanıcının ihtiyaçlarına göre bu soruların özünü nasıl sıkıştıracağımızı bulmaktır.
Bunu yapmak iki aşamalı bir yaklaşımı içerir. İlk olarak, kullanıcıların arama motorlarından en çok neyi sorduğunu bilmek önemlidir, bu büyük hacimli soruların mutlaka içerikle çevrelenmesi gerekir. Bu sürecin daha az sezgisel olan kısmı, kendinize sormanız gerekmeyen sorularla ilgilidir. "Daha ucuz bir sürümü nasıl bulurum" gibi sorular veya "Bu neden çalışmıyor?" Gibi hizmet odaklı sorular " Negatif anahtar kelimeler kategorisine girebilir ve yanıtlanacak çok sayıda soruyu hızla filtreleyebilir. Genel olarak Bir ürün hakkında sorulan soruların% 30'undan fazlası anahtar kelimelere benziyor veya negatif anahtar kelime kategorisine giriyor.
Görsel araştırma stratejinizde nasıl başarılı olabilirsiniz ?
Sesli arama tek seferlik bir çaba değildir. Aslında, zorunlu cevaplarınızı aylık olarak güncelleyerek, bu sorulara verilen sesli cevapların güncel olduğundan emin olursunuz. Herhangi bir etkili optimizasyon stratejisi gibi, sağlam bir içerik stratejisi oluşturmak ve buna durmaksızın bağlı kalmak zorunludur.
